3 Eylül 2009 Perşembe

seni seviyorum

Sustuklarımı büyüttüm içimde... Sustuklarımla kocaman bir aşk inşa ettim yüreğimde ve inandım hep, sırf sen inanıyorsun diye...

Hani diyorsun ya; aşk içinde kalanlardan ibarettir diye.
Öyle çok biriktirdim ki seni içimde...
bir tek gözyaşlarımla birlikte çıkabildin dışarı.Yağmur gibi düştü yaşlar yüreğime..her seferinde çarpardı ya şu minik kalbimin duvarına ah ne çok acırdı bir bilsen..
...ve geceler o ayaz mı ayaz geceler..
el ayak çekilmişken etraftan çıkıveriyorsun hayata..
Gözlerinle konuşuyorum...
İçimde kalanları, sustuklarımı gözlerine anlatıyorum.
Sonra bakıyorum ki, dışarıda güneş dağların arasından haylazca doğmaya hazırlanıyor; tekrar içime hapsediyorum seni...
Seni, hayalini, sevgini ve o gözlerini...
Yüreğime yüklüyorum seni ve sana dair her şeyi,
ve susuyorum hep yaptığım gibi..

Her gece aynı yara aynı hüzün baz zamanlar tüketiyorum
Yokluğuna ağlayış ve varlığını arayışla geçiyor ömür.
Haykıramadığım o iki kelimeyi içimde saklamak ve dilimin ucundan sana bırakıyorum;

"SENİ SEVİYORUM"...

Ve sana dair tek bir şey biliyorum..senin dudaklarının arasından kaçan tek cümleyi..
"aşk söyleyebildiklerin değil söyleyemediklerin, yani içinde kalanlardır..."

zamansız günler...

zaman erir gözlerimde
nihayetsiz bir sel olur
akıp gider ellerimde
ve ben
zamansız günler yaşarım böyle...


aşina değildir bana saatler
dolaşırım ufuksuz sahillerde
ne kadar vakıt geçer bilemem
zamansız günler yaşarım böyle ben...
gözyaşlarımda hasret okunur
düşüverir yıldızlar gökyüzünden
her geçen saniye sanki düş olur
zamansız günler yaşarım böyle ben...:

Hiç söylenmemiş sözlerim vardı

Hiç söylenmemiş sözlerim vardı
Ve adına yazdığım şarkılarım.
Gökkuşağına binlerce renk verecektim
Dünya rengarenk olacaktı.
Muytluluğunu maviye, beyaza,
Mora çalacaktım.
Olmadı, yarıda kaldım.

Unut dediğin de zaten gökkuşağı
Rengini almıştı.
Gözlerimdeki yaş perdesinin ardından
Baktım, sekizinci renk siyahtı.

sanki dokunmazdı çocukken ağlamak..

Küçük bir çocuktum sadece..

her gece başka bir dünyanın sabahına uyanacağını sanarak gözlerini kapayan..

Minik bir soluktum öylece.. her sabah aynı evin aynı duvarına bakarak gözlerini açan..

Tuhaf bir umuttum sadece.. her gece yastık altı ağlayan..

Masum bir buluttum öylece.. şehrin pisliğinde maviliğini beyazlığını unutan..

Suskun bir sorundum sadece... acılara boğulursam nefesim kesilir ölürüm sanan..

büyüdüm büyütüldüm mecbur bırakıldım koştum koştum soluksuz kaldım sıradanlaştım

umutsuzlaştım kirlendim yağdım konuştum çözüldüm kesinleştim ümitsizdim.anladım..

büyümek koşmaktı

koşmak nefessiz kalmaktı

nefessiz kalmak sıradanlara özgüydü

sıradanlar umutsuzdu

umutsuzlar kirlenmişti

kirlenenler dolup taşıp yağmıştı

yağdıkça konuştular

konuştukça çözüldüler

kelimeleri gittikçe kesinleşti

keskin kelimeler ümitlerini yıktı

yok oldular hepsi

VE ADINA HAYAT DEDİLER BUNUN